Andunie' in Son Lordu
Andunie Lordlarının on sekizincisi ve
sonuncusu olan Amandil, aynı zamanda Orta-Dünya' daki Numenor diyarlarını kuran
Elendil' in de babasıdır. Küçük kardeşi Elentir ile Numendil' in iki oğlundan
biri olan Amandil' in doğum tarihi(ile ilgili
kesin bir tarih bulamadım) İkinci Çağın son yılları bilgisiyle sınırlıdır. Oğlu
Elendil, İkinci Çağın 3119.Yılında doğmuştur.
İsmi, "Aman' a Adanmış,
Aman' ın Arkadaşı" anlamına gelir.
Amandil' in Andunie Lordu olduğunda
Andunie, Numenor' un batı kıyısındaki bir liman şehriydi. Andunie Lordları,
dördüncü kral Tar-Elendil' in kızı Silmarien' in soyundan gelen şanlı
insanlardı. Saltanat Meclisine de üyeydiler ki Numenor Hükümdarlarına sadık
kaldılar. Bunların yanında Elflerle dost, Valar' a da inançlı kalan Numenor
insanlarının da içinde oldular.
Numenor' un Çöküşü' ne giden yıllarda
hala bozulmamış İnançlı gruba liderlik
eden Amandil' e Elfler, uzakları görebilmesi ve
haberleşebilmesi için yedi Palantir verdiler.
Gençliğinde, Kral
Ar-Gimilzor' ın (ikinci oğlu Gimilkhad' ın oğlu) torunu Pharazon (Ar-Pharazon)
ile arkadaşlık kurdu. Arpharazon, tahtın gerçek varisi olan kuzeni Miriel ile
evlendi ve saltanatını zorla elinden aldı.
Silmarillion'dan Alıntı
İkisinin de gençlik günleri birlikte geçmişti ve Pharazôn, Amandil'i
severdi, Elf-dostu olduğu halde Sauron gelene dek onun divanında kaldı.
Ar-Pharazon bir donanma oluşturup kendi ülkesini ve kıyılarını tehdit
eden Sauron' un üzerine yürüdü. Sauron yenileceğini bildiğinden herhangi bir
savaşa girmeyip teslim oldu ve Numenor' a götürülmeyi kabul etti (3262).
Numenor' a geldiğinde Ar-Pharazon' ı, Karanlıklar Lordu Morgoth' a tapmaya ikna
etti. Karşı gelenlere, Valar' a inançlı kalanlara ise işkence edildi ve birçoğu
Morgoth' a kurban edildi.
Amandil Sauron tarafından kandırılmamış tek
meclis üyesiydi. Ve bu yüzden mevkisinden de uzaklaştırıldı. Ayrıca büyük bir
amiraldi ve birçok Numenor ona saygı duyardı.
Silmarillion'dan Alıntı
Düşünceleri ve dili kurnazdı, gizli arzuları güçlüydü, böylece üç yıl
geçtiğinde Kral'ın gizli düşüncelerine en yakın kişi haline geldi; çünkü
yalnızca dilinde olan dalkavukluğu bal kadar tatlıydı ve birçok şey üzerine olan
bilgisi henüz İnsanlar tarafından anlaşılmamıştı. Andúnie Efendisi Amandil
dışındaki tüm divan üyeleri Kral üzerindeki etkisini görerek ona yaltaklanmaya
başladı. Sonrasında ülkenin üzerine yavaş yavaş bir değişim yayılmaya başladı...
Böylece Kral Ar-Pharazôn, önce gizlice, kısa süre sonra da halkının gözleri
önünde açıkça Karanlığa ve Efendi Melkor'a tapınmaya başladı; halkının büyük
bölümü de onu izledi. Hâlâ Sadıklar'dan geriye kalanlar da vardı, söylendiği
gibi Rómenna civarına yerleşmişlerdi ve küçük bir grup da dağınık olarak sağda
solda yaşıyordu. Bu kötü günlerde onları yönetip cesaretlendiren reisleri
Kral'ın divan üyesi Amandil ve oğlu Elendil'di, onun oğullan da Isildur ile
Anárion, sonrasında Númenór hesabına göre genç adamlar. Amandil ile Elendil
büyük gemi reisleriydiler; Armenolos şehrinde tahtta oturan, tacı sahiplenip
hükmeden hanedandan olmasalar da Tar-Minyatur Elros'un soyundan geliyorlardı.
Şimdi azledilmişti, çünkü Sauron Númenór'daki herkesden daha çok ondan nefret
ediyordu. Ancak o öylesine soylu ve bir deniz reisi olarak öylesine kudretliydi
ki halkın çoğunun gözünde hâlâ onurlu yerini koruyordu; bu yüzden de ne Kral ne
de Sauron ona el sürecek cesareti gösteremiyorlardı.
Amandil böylece
birçok İnançlının yaşadığı Romenna' ya çekildi ve başkalarına da burayı önerdi.
Silmarillion'dan Alıntı
Böylece Amandil, Rómenna'ya çekildi. Hâlâ
sadık olduğuna güvendiği herkesi gizlice oraya toplanmaya çağırdı; çünkü artık
kötülüğün hızla büyümesinden korkuyordu, bütün Elf-dostları tehlikedeydi. Kısa
sürede beklenen oldu. O günlerde Meneltarma tamamen terk edilmişti; Sauron dahi,
yüce yeri kirletmeye cesaret edemese de Kral, kimseye, ne ölüm acısı çekmekte
olanlara ne de yüreklerinde Ilúvatar'ı yaşatan Sadıklar'a oraya çıkma izni
vermiyordu.
Sauron' un, Elflerin Numenor' a hediye ettiği Ak Ağaç
Nimloth' u kestireceğini öğrendiğinde bunu torunu Isildur' a anlattı ve Isildur
canı pahasına Ağaç yakılmadan bir meyvesini almayı başarabildi. Amandil meyveyi
dikti ve kutsadı. Buradan büyüyen bir fidan ileride Gondor' un Ak Ağacı oldu.
Silmarillion'dan Alıntı
Sauron, sarayın bahçesinde büyüyen Ak
Ağaç'ı, Güzel Nimloth'u kesmesi için Kralı zorladı, çünkü o Eldar ve Valinor'un
ışığının anısıydı. Kral önceleri, Tar-Palantir tarafından söylenen hanedanının
kaderinin Ağaç'a bağlı olduğu kehanetine inandığı için buna razı olmadı. Böylece
artık Eldar ve Valar'dan nefret eden Kral çılgınlığının içinde Númenór'un eski
bağlılıklarının gölgesine boşu boşuna sarılmıştı. Ama Amandil, Sauron'un şeytani
amacıyla ilgili söylentileri duyduğunda yüreği kederle doldu, biliyordu ki
sonunda Sauron kesinlikle isteğine ulaşacaktı. Valinor Ağaçları'nın hikâyesini
anımsayarak Elendil ve oğullarıyla konuştu; Isildur tek bir söz bile söylemedi
ama gece dışarı çıkıp ona ün kazandıran başarısına ulaştı. Kılık değiştirip
Armenelos'a giderek artık Sadıklar'a yasaklanmış olan Kral'ın bahçelerine girdi;
Sauron'un emirleriyle herkese yasaklanmış olan ve onun hizmetindeki muhafızlar
tarafından gece gündüz gözetlenen Ağaç'ın bulunduğu yere geldi. Güzün sonları ve
kış yakın olduğu için Nimloth karanlıktı, hiç çiçeği yoktu; Isildur muhafızları
asarak Ağaç'tan bir meyve kopartıp gitmek için döndü. Ama muhafız onu fark
edince saldırdı, dışarı çıkabilmek için dövüştü, birçok yara aldı; kaçtı ve
kılık değiştirmiş olduğu için Ağaç'a kimin el sürdüğü anlaşılamadı. Isildur
sonunda güçlükle Rómenna'ya döndü, meyveyi Amandil'in ellerine teslim etti ve
gücü onu terk etti. Sonrasında meyve gizlice ekilip Amandil tarafından kutsandı.
3310da Ar-Pharazon, kandırıldığı üzere ölümsüzlüğe ulaşmak için Ölümsüz
Diyarlara saldırı planlarını başlattı ve kudretli bir donanma kurdu. Amandil
atası Earendil' in yaptığı gibi Valar' a merhamet için çağrıda bulunmaya karar
verdi. Valar, Numenor halkının Ölümsüz Diyarlara gelmesini yasaklamıştı ama
Amandil İnançlılara yapılacak herhangi bir cezalandırmayı düşünerek bu yasağın
riskini göze aldı.
Amandil, Elendil' e insanlarını ve mallarını
gemilerde toplamasını ve Numenor' dan ayrılmaya hazır şekilde beklemelerini
söyledi. Bundan sonra 3310( ya da 3316) da üç hizmetkârını da alarak küçük bir
gemiyle denize açıldılar. Ar-Pharazon' ın dikkatinden kaçınmak için ilk başta
doğuya ilerlediler, sonra ise batıya, Ölümsüz Diyarlara döndüler.
Silmarillion'dan Alıntı
Netice olarak, düşkünleşmiş ve yaşamının
sonuna doğru geldiği için ölümün gölgesinde yürüyen Ar-Pharazôn, Sauron'a kulak
verdi; Valar'a karşı nasıl savaş açabileceğini yüreğinde uzun uzun düşünüp
tartmaya başladı. Bu tasarıyı uzun süredir hazırlıyordu ve açık açık söylemese
de bu konu herkesten saklanamazdı. Amandil Kralın tasarılarının farkına vararak
ümitsizliğe kapıldı, büyük bir korkuyla doldu, İnsanoğlu'nun savaşta Valar'ı
yenemeyeceğini biliyordu, eğer bu savaş durdurulmazsa, dünya harabeye dönecekti.
Bunun üzerine oğlu Elendil'i çağırıp şöyle dedi:
"Günler karanlık ve
İnsanoğlu için hiçbir ümit yok, Sadıklar içinse çok az ümit var. Bu yüzden
atamız Eärendil'in eskiden yaptığı tasarıyı deneyip Batı'ya yelken açmayı
düşündüm, yasak olsun ya da olmasın, Valar'la konuşacağım, hatta olabilirse
Manwë' yle; ve her şey yok olmadan önce yardım etmesi için yalvaracağım."
"Böylece Krala ihanet etmiş olmayacak mısın?" dedi Elendil. "Bizi neyle
suçladıkları iyi biliyorsun, bize hain ve casus dediler, ki bugüne dek bunlar
doğru değildi."
"Eğer Manwë"nin böyle bir haberciye ihtiyacı olduğunu
düşünüyorsam," dedi Amandil, "Krala ihanet ederim. Çünkü insanın yüreğinin
hiçbir sebeple bağışlayamayacağı sadece tek bir ihanet vardır. Ama bunu
İnsanoğlu'na merhamet ve onların Yalancı Sauron'dan kurtuluşu adına yapıldığı
için savunuyorum, en azından çok az da olsa Sadıklar kaldığı için. Ve Yasak
nedeniyle de, halkımın da günahkâr duruma düşeceği
korkusuyla, kendi içimde
cezamı çekeceğim."
"Ama babam, yaptığınız öğrenildiği zaman, soyunuzdan
geride bıraktıklarınızın başına neler gelebileceğini düşünüyor musunuz?"
"Bu bilinemez," dedi Amandil. "Ayrılışım gizlice hazırlanacak ve
gemilerimizin limanlarımızda her gün yaptığı gibi doğuya yelken açacağım;
sonrasında, rüzgâr ve şans izin verirse, güneye ya da kuzeye yönelecek, ardından
batıya döneceğim ve ne bulabileceğime bakacağım. Ama oğlum, sen ve dostlarına
kendiniz için başka gemiler hazırlamanızı öğütlerim, yüreklerinizin ayrılmaya
dayanamayacağı şeyleri de gemilere yükleyin; ve gemiler hazır olduğunda Rómenna
limanında bekleyin, zamanınızın geldiğini anladığınızdaysa diğer insanlarınıza
amacınızı anlatın ve doğuya doğru beni izleyin. Eğer biz bir süreliğine ya da
kazanç için ayrılırsak, Amandil çok üzüldüğü tahttaki akrabamıza bundan böyle
pek yakın olmayacak. Ama yanına pek çok insanı almak niyetinde olduğunu kimse
bilmesin yoksa onun canı buna sıkılır, çünkü şimdi o planlarını yapmakta olduğu
savaşla uğraşıyor ve toplayabildiği her güce ihtiyacı olacaktır. Gerçek
Sadıklar'ı arayıp bul ve eğer gelmek isterlerse, bırak gizlice sana katılsınlar,
daha sonra da tasarılarını onlarla paylaş."
"Peki plan ne olacak?" diye
sordu Elendil.
"Savaşa katılmayacak ve izleyeceksiniz," diye yanıtladı
Amandil. "Dönene kadar bundan başka bir sey söyleyemem. Ama büyük olasılıkla
size yol gösterecek yıldız olmadan Yıldız Diyarı'ndan kaçacaksınız; çünkü diyar
kirletilmiş olacak. Sevdiğiniz her şeyi kaybedecek ve yaşarken ölümü tadacak,
baska bir yerlerde sürgün topraklarını arayacaksınız. Doğuda mı yoksa batıda mı
olduğunu sadece Valar söyleyebilir."
Amandil ve yoldaşları bir daha
görülmediler. Onlara ne olduğunu ya da Ölümsüz Diyarlara varıp varmadıklarını
bile kimse bilemedi. Ar-Pharazon 3319da saldırısını başlattığında Numenor' a
gazap gecikmedi. Ada halkıyla birlikte sulara gömüldü. Ama İnançlıların gemileri
esirgendi ve büyük bir rüzgârla Orta-Dünya' ya gönderildiler. Ve Amandil' in
oğlu Elendil ve onun oğulları burada Gondor ve Arnor Krallıklarını kurdular.
Silmarillion'dan Alıntı
Ardından Amandil, ölmekte olan biri gibi tüm
ev halkına veda etti. "Çünkü iyice anlaşıldığı gibi beni bir daha asla
göremeyeceksiniz; size çok önceleri Eärendil'in yaptığı gibi işaretler
gösteremem ama sizi yakında geleceğini bildiğimiz dünyanın sonuna hazır kıldım."
Denir ki Amandil, geceleyin küçük bir gemiyle yelken açtı, önce doğuya dümen
kırdı, bir süre o yönde gidip ardından batıya döndü. Yanına yüreğine yakın üç
hizmetkârını almıstı ve bir daha bu dünyada onlarla ilgili ne bir söz ne de bir
işaret duyuldu, yazgılarıyla ilgili bir hikâye anlatılmadı, bir tahmin bile
yoktu.