J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya
evreninde Cüce, Arda'da yaşayan bir ırkın adıdır. Arda,
gerçek Dünya'nın kurgusal tarih
öncesi dönemindeki adıdır. Bu kurgusal tarihi devirde, Arda'da Orta Dünya, Aman, vd. kıtalar olduğu yazar tarafından hikâye edilir.
Cüce ırkı, Orta Dünya kıtasında yaşardı.
Cüceler, Hobbit (1937), Yüzüklerin Efendisi (1954-5)
ve Tolkien'in ölümünden sonra yayınlanan Silmarillion (1977), Unfinished Tales
(1980) ve Orta Dünya Tarihi (1983-96) isimli
eserlerde geçmektedir.
Kurgulanış
süreci [değiştir]
Kayıp
Öyküler Kitabı [değiştir]
Silmarillion’un
ilk versiyonlarının yer aldığı Orta Dünya Tarihi’nin Kayıp
Öyküler Kitabı'nda bahsi geçen çok az sayıdaki cüce, çıkarcı orklar için
çalışan ve elflere düşman kötü yaratıklar olarak
resmedilir. Elfler, Tolkien efsanelerinin orijinallerinin yazarları olarak hayal
edildiğinden, efsanelerde cüceler aleyhine önyargılı değerlendirmelerin olması
muhtemeldir.[1][2]Tolkien, Orta Dünya cücelerini kurgularken Nors
cücelerinden[3][4] ve Grimm Kardeşler gibi geleneksel Avrupa
peri masallarından esinlendi. Tolkien'in cücelerinin madencilik, metal işçiliği,
zanaatkarlık ve açgözlülük gibi özelliklerinin bunlardan esinlenerek
kurgulandığı görülür.[4]
Cüce tiplemesinin, Hobbit serüveniyle birlikte belirgin bir şekilde
değiştiği görülür. Bu hikâyede cüceler, ara sıra komik ve sakar; genelde ise
onuruna düşkün, ciddi fikirlidir; değişmeyen kötü huyları ise altın düşkünlüğü,
son derece gururlu ve kimi zaman da işgüzar kişiler olmalarıdır. Hobbitlerin
Tarihi’nde bahsedildiğine göre, Tolkien yeni Hobbit tiplemesini ortaya
koyarken, Yahudiler ve Yahudilerin tarihi ile ilgili Ortaçağ'da kaleme alınmış
yazılardan ilham aldığını belirtmektedir.[5] Cücelerin, atalarının
yurdundan sürülmeleri,[6] başka kültürlerin arasında yaşamını
sürdürürken kendi kültürlerine sahip çıkma özellikleri hep Ortaçağ Yahudilerinin
karakterinden esinlenilmiştir.[5][7] Cücelerin savaşçı
kişiliği kurgulanırken, Yahudilerin kutsal metinlerinde bahsedilen, Yahudilerin
savaşçı kişiliğinden esinlenilmiştir.[5]Yahudiler hakkındaki
Ortaçağ değerlendirmelerinde, Yahudilerin ayrıca becerikli ve zanaatkar
olduklarından bahsedilir,[5] Nors cücelerinde de bu özellik
görülür.[4] Hobbit romanında adı geçen
cücelerin isimleri, Poetik
Edda’nın bölümlerinden Dvergatal’da
(Cüceler Kataloğu'nda) yer almaktadır.[8][9][10] Buna ek olarak, Tolkien
sadece Nors cücelerinin isimlerini kullanmakla kalmayıp aynı zamanda Nors
cücelerinin kimi özelliklerini ve olaylarını da örnek almıştır, birlikte
yolculuk etmeleri ve sonunda yolculuklarının Hobbit'te bahsi geçen
serüvene dönüşmesi örnek gösterilebilir.[11] Cücelerin, haritalarda ve resimlemelerde
gösterilen yazı dili Runik
yazıdır. Hobbit romanı için Tolkien'in icat ettiği cüce takviminin
sonbaharın sonunda yılbaşı yapması, Yahudilerin takviminden esinlemedir.[5]
Romanda cücelerin Bilbo'yu, dünyayı boşvermiş hayatından çıkarıp bütün Orta
Dünya'yı alâkadar eden bir serüvenin içine sürüklemeleri, Batı toplumlarının
Yahudiler olmadan daha önemsiz hâle geleceği anlamında belagatlı bir benzetme
olarak görülmüştür.[7]
Yüzüklerin
Efendisi [değiştir]
Yüzüklerin Efendisi’ni yazma sürecinde Tolkien, Hobbit’te
oluşturmaya başladığı birçok arka plan öğesini geliştirdi. Tolkien, cüce dili Khuzdul'u
oluşturmaya başladığında, bu dilin İbranice sesletim unsurlarını barındıran Sami benzeri bir dil olmasına
karar vermişti. Ortaçağ Yahudi gruplarında olduğu gibi, Orta Dünya cüceleri de
içinde yaşadıkları kültürün dilini konuşurlar ve içinde yaşadıkları kültürün
kullandığı isimleri toplum içinde kullanırlar iken, kendi dillerini ve kendi
dillerindeki gerçek isimlerini ise sır gibi saklı tutarlar.[12]Khuzdul dilinde birkaç
kelime kurgulayan Tolkien, ayrıca Khuzdul dili için bir run yazısı icat etti.
Tolkien, Hobbit romanında Erebor dağının geri alınmasını gaye edinen cüce
diasporasını, Yüzüklerin Efendisi’nde kaybedilen Moria’nın geri alınması gayesine adanmış olarak
betimler. Tolkien, Yüzüklerin Efendisi’nin en önemli cüce karakteri Gimli'nin Galadriel'e gösterdiği büyük saygı ve Legolas ile kurduğu sağlam arkadaşlık
bağı vasıtasıyla elf ve cüce ırkını yeniden barıştırır. Gimli-Legolas yakınlığı,
"Yahudi olmayanların Yahudi aleyhtarlığı ve Yahudilerin kendilerini üstün
görmeleri" sorununa Tolkien'in bir cevabı olarak görülmüştür.[7]
Cüce tiplemesini kurgularken Yahudilikten esinlenmesi hakkında Tolkien,
yazdığı bir mektupta bizzat şunları söyler:
“ |
Cüceleri "Yahudiler" gibi tahayyül ettim: Yaşadıkları yerlerde aynı
anda hem bir yurttaş hem de bir yabancı, yaşadıkları ülkenin dilini konuşurlar,
fakat gizli dillerinden kaynaklanan bir şive farklılıkları vardır...[13][14] |
” |
|
Quenta Silmarillion
[değiştir]
Yüzüklerin Efendisi’n tamamladıktan sonra Tolkien, tekrar Silmarillion meselesine
döndü. Silmarillion'da, diğer bütün ırklarla birlikte cüce ırkının da yaratılış
efsanesi anlatılır. Yazar, Kayıp Öyküler Kitabı’ndaki özellikle
cüceleri konu edinmiş olan Nauglafring hikâyesini ve hikâyedeki cüce
karakteristiğini Hobbit’te, Yüzüklerin Efendisi’nde ve
Silmarillion’un diğer hikâyelerinde geçen cüce tiplemeleriyle herhangi
bir uyumlulaştırma yapmayarak öylece bırakmıştır.[15] Christopher Tolkien bunu
farkettiğinde, Guy
Gavriel Kay'den Silmarillion'un bu kısmına dikkat ederek
yayımlanma hazırlığı safhasındaki kitabı yeniden düzenlemesini istemiştir.
Sonraki
Silmarillion ve son yazılar [değiştir]
Tolkien 1969'dan önceki bir dönemde "Cücelere ve İnsanlara Dair" (İng. Of
Dwarves and Men) makalesini yazdı. Makalede, cücelerin kullandığı isimlerin
Kuzey İnsanlarının diline dayandığı
belirtilir,ayrıca Khuzdul dilinin cücelerin gizli ana dili olduğu, Cücelerin
Yedi Soyu'nun da Khuzdul olarak anıldığı belirtilir. Makale, Tolkien'in
cücelerle ilgili bilgi verdiği son yazısıdır, Orta Dünya Tarihi’nin onikinci
bölümünde yayımlanmıştır.
Tolkien, kendisiyle yapılan son röportajda elflerin mahiyetinden bahsettikten
sonra Orta Dünya cüceleri hakkında şöyle demiştir:
“ |
Cüceler, tabi ki açıkça, birçok yönden size Yahudileri hatırlatmazlar
mı? Kelimeleri Samîdir
belirgin şekilde, Samî yapıda türetilmişlerdir.[16] |
” |
|
İngilizce'de "Dwarf"'un çoğulu tartışması [değiştir]
Tolkien'in İngilizce dilinde kaleme aldığı orijinal Orta Dünya yazılarında
"dwarf" (cüce) kelimesinin çoğulunu kasten "dwarves" şeklinde kullandığı
görülür. Yüzüklerin Efendisi’nin ilk basımının yayım yönetmeni,
"dwarves" çoğulunu "dwarfs" olarak "düzeltmiştir".[17] Tolkien'e
göre "dwarf" kelimesinin tarihteki gerçek çoğullaması dwarrowes veya
dwerrows şeklindedir. Kendisi, "dwarves" çoğullaması hakkında "bir parça
kişisel kötü dilbilgisi" der.[18] Yüzüklerin Efendisi Ek F'de
konu hakkında şunlar yazılıdır:
“ |
Görüleceği üzere, bu kitapta da Hobbit’te olduğu gibi
"dwarves" kelimesi geçer, bunun aksine sözlükler bize dwarf kelimesinin
çoğulunun dwarfs olduğunu söylüyor. Şayet ismin tekil ve çoğul
şekillerinin kullanımı uzun zamandır birbirinden ayrı bir mecrada kullanılıyor
ise, kelimemiz dwarrows (veya dwerrows) olmalıdır, aynen
man ve men veya goose ve geese örneklerinde olduğu
gibi[19] |
” |
|
Bu kelimeye olan düşkünlüğüne rağmen Tolkien, dwarrow çoğulunu
yazılarında sadece bir kez, Moria'nın diğer adlarından birisi olan
Dwarrowdelf içinde kullanmıştır. Dwarrow çoğulu muhtemelen
Tolkien'in kendi türetmesidir.
Tolkien dwarves (dwarf + s) çoğulunu, elves
(elf + s) çoğullamasına benzeterek kullanmıştır. Fakat
İngilizce'deki dwarf kelimesinin kökeni, benzer bir kelime olan
scarf’ın (çoğ. scarves) kökeninden farklıdır.[20] Dwarf kelimesi,
eski Nors
dilindeki dvergr kelimesi ile akrabadır, dvergr çoğul durumdayken
dvorgr hâline gelir. Fakat Tolkien'in eserlerinde bu kelimeden hiç
bahsedilmemiştir. İngilizce ve İskandinav dilleri arasındaki g/f değişimi ise
çok daha eski tarihlerde gerçekleşmiştir.
Genel özellikler
[değiştir]
Silmarillion’da
cüceler, elflerden daha kısa ve daha sağlam yapılı olarak tasvir edilirler.
Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdırlar. Her ne kadar ölümlü olsalar da, ortalama yaşam
süreleri 250 yıldır.[21]
Yüzüklerin Efendisi’nde
belirtildiğine göre cüceler nisbeten yavaş çoğalırlar, bunun sebebi cüce
kadınlarının oranının erkeklerin üçte biri olmasının yanında kadınlarının
hepsinin evlenmemesidir. Cüce kadınlarının ses tonu, görünüşleri ve -nadiren
katıldıkları- seyahatler sırasında giydikleri giysiler, cüce erkeklerine çok
benzer. Diğer halklardan bir kişi, bir cüce erkeğiyle bir cüce kadınını zorlukla
birbirinden ayırt edebilir veya hiç ayırt edemez. Bu sebeple, diğer halklar
arasında cücelerin taştan bittiği şeklinde bir yanlış inanış yayılmıştır.
Tolkien'in bahsettiği tek cüce kadını Dis'tir.
The
War of the Jewels’ında, Tolkien hem erkek cücelerin hem de kadın
cücelerin sakalı olduğunu belirtir.[22]
Tolkien'in cüceleri metal işçiliği, demircilik ve taş işçiliğinde ustadırlar.
Savaşta çok serttirler, silahları baltadır
(Tolkien'in efsanelerinden sonra üretilen birçok fantastik kurgu çalışmasında da
cüceler baltayla özdeşleştirilmiştir). Cüceler ayrıca yay, kalkan ve kazma
kullanmışlardır.[23]Diğer fantastik kurgu cücelerinden farklı
olarak Tolkien, cücelerinin savaş çekici kullanıp kullanmadığına açıkça
değinmez.
Cüceler yer altında yaşadıkları için kendi gıdalarını yetiştiremezler, bu
yüzden de elfler ve insanlar ile ticaret vasıtasıyla gıdalarını temin ederler.
The
Peoples of Middle-earth’te "Of Dwarves and Men" makalesinde
belirtildiğine göre, insanların yiyecek üretiminde, tarımda, hayvancılıkta
gelişmiş oldukları bölgelerde, cücelerle insanlar arasında ticari ilişkiler
kurulurdu. Bu ticari akışta, insanlar cücelerin her türlü gıda ihtiyacını
karşılarken, cüceler de insanların yollarını, silahlarını, üretim aletlerini ve
inşa işlerini yaparlardı.
Yüce Tanrı Ilúvatar tarafından yaratılan elfler ve
insanlardan farklı olarak cüceler, Vala
(meleksi varlık) Aulë tarafından yaratıldılar.
Cüceler Birinci
Çağ ve İkinci
Çağ'ın büyük bir kısmında elfler ve insanlar ile dostça temellere dayanan
ilişkiler geliştirdiler (Nogrod
Cücelerinin, Thingol'e
ihanetleri bunun istisnasıdır). Üçüncü Çağ'da Moria'nın dış dünyaya kapılarının
kapatması ile birlikte cücelerin, özellikle elflere karşı güvensizlikleri arttı.
Bununla birlikte, ileriki dönemlerde Kuyutorman Elfleri ve Vadi İnsanları ile
samimi ilişkiler kuruldu. Ayrıca Üçüncü Çağ boyunca Hobbit halkıyla da kararsız ilişkiler kurdular. Shirelı
bir Hobbit olan Bilbo
Baggins, Yalnız Dağ'ın hakimiyetini geri alma
mücadelesinde yaptıklarından sonra, Dağ'ın altındaki cüce krallığında büyük
saygınlık gördü.
Khuzdul dilinin yazı sistemi
Cirth
Cüceler yaratılışlarından beri Khuzdul
dilini konuşurlar. Bu dil, cüceler için bizzat Aulë tarafından oluşturuldu. Bu
dil (canlı bir dil olsa da) Aulë tarafından, orijinal olarak oluşturulduğu için,
insanların dillerinde görüldüğünün aksine elf dilleriyle hiçbir bağ taşımaz.
Buna ilaveten, cüce dillerinin insanların ilk dilleri üzerinde etki yaptığı
tahmin ediliyor[24] Khuzdul'un en önemli özelliği çok gizli bir
dil olmasıydı (dil hakkında bilgi sahibi olduğu bilinen tek yabancı, Kara Elf Eöl'dür).
Cüceler, Khuzdul dilindeki isimlerini hiçbir zaman diğer halklara açıklamadılar,
bu konudaki ketumlukları mezartaşlarında bile gerçek isimlerini kullanmamaya
kadar varmıştır. Khuzdul dili, Cirth alfabesi ile yazılırdı. Cirth, elfler
tarafından geliştirilmiş bir runik yazı sistemidir. J. R. R. Tolkien'in ne
yayımlanan eserlerinde ne de özel çalışmalarında Khuzdul üzerine kaynak bilgi
bulunabildi, sadece bir mezartaşı yazısı ve bir savaş nârası. Savaşta şöyle nâra
atarlardı: Baruk Khazâd! Khazâd ai-mênu! (Cücelerin baltaları! Cüceler
üzerinizde!) Moria cücelerinin Üçüncü Çağ'daki son lideri Balin'in mezartaşında ise şunlar yazılıdır: BALIN
FUNDINUL UZBAD KHAZAD-DÛMU (Moria Efendisi Fundin oğlu Balin) Bunun dışında
Khuzdul lisânı hakkında bilinenler, Kibil-nâla (Gümüşdamar) gibi tek
başına kullanılan bazı kelimelerden ibarettir.
Tolkien, cücelerin isimlerini değişik yapay
dillerde türetti. Kendi dilleri Khuzdul'da
kendi milletleri için Khazâd derlerdi. Elfler Quenya
dilinde onlar için Kasári, Sindarin
dilinde ise Hadhodrim derlerdi. Elfler tarafından ayrıca Naugrim
("bodur halk"), Gon-hirrim ("taş efendileri") ve Dornhoth ("huysuz
halk") olarak bilinirler. Tolkien, Hobbit romanındaki onüç cüceden
onikisinin ismini tamamen İskandinav mitolojisinden iktibas etmiştir
(Hobbit romanında bir büyücü olan Gandalf'ın ismi de İskandinav mitolojisinde bahsi geçen
cücelerden birinin adıdır).
Silmarillion’da cücelerin yedi boya ayrıldığı belirtilir. Tolkien'in
hikâyelerinde geçen üçünün adı şöyledir:
Birinci Çağ bittiğinde hayatta kalan cücelerin tamamına yakını Durin’in
soyundan geliyordu. Yedi soydan dördü hakkında ise Tolkien, isimlerini
belirtmekten başka bir bilgi vermemiştir:
- Demiryumruklar
- Sertsakallar
- Karakilitler
- Taşayaklar
Ufakcüceler (İng.
Petty-dwarves) asla öğrenilemeyen kimi sebeplerden dolayı çok eski
zamanlarda mensubu oldukları cüce boylarından sürülen cücelerden müteşekkil bir
millettir. Birinci Çağ'da Ered
Luin'den (Mavi Dağlar'dan) batıya geçen ilk cüceler bunlardır. Alevsakallar
ve Genişdirekler Mavi Dağlar'da Nogrod ve Belegost'u kurmadan çok önceleri
Ufakcüceler Nargothrond ve Amon
Rûdh'u kurdular. Bu iki yerleşim yeri, Beleriand’da kurulduğu bilinen ilk
yerleşim yerleridir.
Sindarin
dilinde Noegyth Nibin olarak bilinirler; bundan başka Nibin-Nogrim
ve Noegoethig olarak da bilinirler. Quenya dilinde, kendilerine
Pitya-naukor denir. Zamanla, Batı Beleriandlı Ufakcücelerin nüfusu tek bir aileye kadar
azaldı ve en sonunda nesilleri tükendi.
Henüz cücelerle hiç karşılaşmamış olan Sindar
Elfleri (Gri Elfler), Ufakcüceleri küçük hayvanlardan biraz daha uzun
yaratıklar olarak gördüler ve onları (Levain) Tad-dail "iki bacaklı
(hayvanlar)" olarak isimlendirdiler. Ufakcüceleri bazen yiyecek niyetine ve
bazen de spor niyetiyle avladılar.[25]Ta ki Ered Luin Cüceleri Sindar Elfleri ile
iletişime geçti, o zaman Sindar elfleri "iki bacaklı"ların gerçekte ne olduğunu
anladılar. Bundan sonra Sindar, onları kendi hallerine bıraktıysa da bu ateşkes
olduğunda Ufakcücelerin kalbinde bütün elflere karşı çoktan derin bir nefret kök
salmıştı.
Ufakcüceler birkaç yönden normal bir Orta Dünya cücesinden farklıydı; daha
küçük ve son derece asosyaldirler, ayrıca gerçek Khuzdul isimlerini hiç
saklamazlar, diğer cüceler Khuzdul dilini ve bu dilde türetilmiş gerçek
isimlerini bir sır olarak saklarlar. Bu son özellikleri, Ufakcücelerin
yurtlarından sürülme sebepleri olabilir.
Noldor Elfleri Orta Dünya'ya geri
döndükten bir süre sonra yaşanan Mücevherler
Savaşı sırasında Ufakcücelerin neredeyse tamamı öldü. Onlardan geriye Amon
Rûdh'da yaşayan Mîm ve iki oğlu Ibun ve Khîm'den başka kimse kalmadı. Bu son
aile, Túrin
Turambar ve grubuna Amon Rûdh'da barınma imkânı sağladılar. Mîm bir zaman
sonra bir ork
birliğine yakalandı ve Túrin'e ihanet etmek bedeli ile hayatını kurtardı, fakat
oğullarının öldürülmesine engel olamadı. Mîm daha sonra ejderha Glaurung'un
terkettiği bir defineyi sahiplendi. Bir süre sonra, Túrin'in babası Húrin tarafından öldürüldü.
İlk cücelerin uyanışı, elfler kadar eskiye gider. Birinci Çağ'da, güneş ve
ayın henüz yaratılmadığı Ağaçlar Çağı olarak da
bilinen uzun ve karanlık dönemde ilk elfler ve onlardan bir süre sonra da
cücelerin yedi atası uyandı.
Tolkien'in eserlerinde cüceler, bütün Orta Dünya'nın Melkor'un orduları tarafından kontrol edildiği
Karanlık Çağlar olarak da bilinen Ağaçlar Çağı'nda
yaratıldılar. Vala Aulë tarafından yaratıldılar. Diğer Valar bundan habersizdi,
fakat Ilúvatar Aulë'nin gizlemeye çalışmasına rağmen meseleyi biliyordu.
Ilúvatar, cücelerin yaratılışının karanlık bir amel olmadığını biliyordu ve
cücelerin yedi atasının canlarını bağışladı. Bununla birlikte, elflerden önce
uyanmamaları arzusuyla cücelerin yedi atasını uykuya daldırdı (Eru Ilúvatar,
elfleri "İlkdoğanlar" olarak tasarlamıştı). Bunun üzerine Aulë, cücelerin
atalarını taş odalara kilitleyip Orta Dünya'nın kuş uçmaz kervan geçmez bir
yerine bıraktı.
Elfler Cuiviénen'de uyandıktan bir süre sonra,
cücelerin yedi atası kilitli oldukları taş odalardan serbest bırakıldılar. Yedi
atanın en yaşlısı Durin dolaşa dolaşa en sonunda Khazad-dûm şehrini kurduğu yere
geldi. Dumanlı
Dağlar'da Caradhras (Khuz.
Baranzibar), Celebdil (Khuz. Zirakzigil) ve Fanuidhol (Khuz.
Bundushathûr) doruklarının altındaki doğal mağara boşluklarında
Khazad-dûm şehrinin ilk yontmaları Durin tarafından işlendi. Şehrin halkını
Uzunsakallar (Durin'in halkı) teşkil etti. Durin'in hayatı boyunca Uzunsakallar
bu yeraltı şehrini iyice genişlettiler ve güzelleştirdiler. Durin çok uzun bir
ömür sürdü, öyle ki Ölümsüz Durin olarak bilinir oldu. Durin'in başlattığı
Khazad-dûm, Birinci Çağ'dan sapasağlam çıkabilen tek cüce şehridir.
Birinci Çağ'da Khazad-dûm'un batısında ve çok uzağında Mavi Dağlar'da iki
cüce şehri daha kuruldu: Nogrod ve Belegost. Henüz elfler Beleriand'a
gelmemişti. Belegost Cüceleri zincir zırhı icat ettiler ve ayrıca Sindar Elfleri
ile silah ticareti yaptılar. Doriath'ın Elf Kralı Thingol'ün sarayı Menegroth'u
Belegost Cüceleri inşa etti. Nogrodlu demirci Telchar, Angrist adı verilen
bıçağı ve Narsil adı verilen kılıcı dövdü. Bu iki silah Arda'nın tarihinde en
belirleyici silahlardır.
Beleriandlı cüceler Birinci Çağ'da Melkor'un ordularına karşı savaştı.
Belegost Cüceleri Sayısız
Gözyaşı Savaşı'nda ejderha alevine dayanabilen tek orduydu. Bu savaşta ölen
Kral Azaghâl, ilk ejderha Glaurung'u bıçaklamayı başardı.
Nogrod Cüceleri de Melkor'a karşı savaştılar. Bununla birlikte, Nauglamír
adı verilen gerdanlığa eklemekle suçlandıkları Silmaril'i elde etmenin arzusuyla Kral Thingol'ü
katlettiler ve Silmarili çalarak yurtlarına doğru yola çıktılar. Bunun üzerine
Nogrod Cüceleri birkaç misilleme yediler, en sonunda doğuya yurtlarına doğru
giderken Ossiriand ormanlarında Laiquendi
Elfleri ve entler tarafından
tamamen yok edildiler. Öfke Savaşı'ından sonra Beleriand'ın
hemen hemen tamamı denize batırıldı ve bu süreç sonunda hem Nogrod hem de
Belegost ıssız harabeye döndü. Mavi Dağlar'da yaşayan cücelerden geriye kalanlar
Khazad-dûm'a iltica ettiler.
Belegost ve Nogrod şehirlerinden gelen mülteciler Khazad-dûm'un nüfusuna
katıldı. Bu sıralarda keşfedilen mithril madeni ile şehrin refahı arttı. Değerli ve
sihirli bir maden olan Mithril sadece Khazad-dûm'dan çıkarılıyordu. Bu dönemde
cüceler, Eregion
Elfleri ve civar bölgelerdeki insanlarla ticareti devam ettirdi. Elf demircileri
Güç
Yüzükleri'ni ürettiğinde yüzüklerden yedisi cücelerin yedi soyunun
liderlerine hediye edildi. Cüceler, Sauron
ve Elfler Savaşı'nın ilk yıllarında elflerden yana taraf oldu, fakat İkinci
Çağ'ın 1697 senesinde cüceler savaştan çekildi ve Khazad-dûm'un kapıları dış
dünyaya kapatıldı. İçinde yaşayanlar bir daha dışarıyla bağlantı kurmadılar.
Zamanla elfler, bu mağara-şehri "karanlık yarık" anlamında bir isimle anmaya
başladı; Moria.
Üçüncü Çağ boyunca Moria Cüceleri zenginleşmeye devam etti. Ü.Ç. 1980'de
Moria'nın derinliklerinde mithril çıkarmak için dağı oyarken -içinde bir
balrogun hapsolduğu- bir mahzende gedik
açtılar, balrog serbest kaldı ve Moria cücelerinin başına bela oldu. Bir yıl
boyunca bu iblise karşı mücadele ettiler fakat iki krallarını kaybettikten sonra
dirençleri kırıldı. Hayatta kalan cüceler Dumanlı Dağlar'dan kaçtı ve Moria
balrogun egemenliği altına girdi. Kaçanlar bir asırı geçkin bir zaman boyunca
hiçbir krallık kuramadılar, Ü.Ç. 1999'da Yalnız Dağ'da I.
Thráin liderliğinde yeni bir krallık kurdular. Bu krallık bir süre gelişip
güçlendi, bu dönemde Arkentaşı
olarak bilinen büyük mücevher keşfedildi.
Ü.Ç. 2210'da I. Thorin,
Kuyutorman'ın kuzeyine düşen Gri
Dağlar'da bir krallık kurdu. Hem bu krallık hem de Yalnız Dağ'ın altındaki
krallık bir zaman sonra kuzeyde yayılan ejderhalar tarafından yok edildi ve
ejderhalar cücelerin hazinelerini ele geçirdi (Gri Dağlar'daki krallık Ü.Ç.
2590'da bir ejderha topluluğu tarafından, Yalnız Dağ'daki krallık ise Ü.Ç.
2770'te ejderha Smaug tarafından yıkıldı). Gri Dağlar'dan kaçabilen cücelerden
Yalnız Dağ'a yerleşmek istemeyenler Demir
Teperler'de başka bir krallık kurdular (Demir Tepeler Krallığı, hiç
terkedilmeyen ve işgale uğramayan tek cüce krallığıdır). Cücelerin büyük
çoğunluğu göçebe bir millet haline geldi. Yalnız Dağ'ın işgal edildiği dönemin
kralı Thrór Ü.Ç. 2790'da orklar
tarafından katledildi ve bedeni parçalandı. Thrór'un ölümü ile Cüceler
ve Orklar Savaşı başladı. Dumanlı Dağlar'da yaşayan bütün orklara karşılık
cüce savaşçılarının da yaklaşık yarısı bu savaşta öldü (toplam cüce nüfusunun
yaklaşık %35'i), cüceler bu nüfus kaybını asla telafi edemediler.
Sürgündeki cüceler tarafından Mavi Dağlar'da yeni bir krallık kuruldu. Kral
II.
Thráin sahip olduğu güç yüzüğünün yönlendirmesiyle vahşi doğada sersem hâlde
dolaşmaya başladı. Cücelerin yedi yüzüğü içinde, Sauron'un eline geçmeyen veya ejderhalar tarafından ele
geçirilmeyen tek güç yüzüğü ondaydı. Thráin bir süre boyunca Orta Dünya üzerinde
dolaşıp durduktan sonra o dönemde Ölüm Büyücüsü adıyla Dol Guldur'da faaliyet yürüten
Sauron tarafından yakalandı, işkence yapıldı ve güç yüzüğü elinden alındı,
nihayetinde Thráin öldü. Ü.Ç. 2491'de II. Thorin Meşekalkan (Ü.Ç. 2790'da
katledilen Kral Thrór'un torunu), ejderha Smaug'un Okçu Ozan tarafından
öldürülmesi üzerine Yalnız Dağ'daki krallığı yeniden kurdu. Kısa bir süre sonra
Beş
Ordu Savaşı vuku buldu (Erebor'u istila eden ork ordusu Kartallar,
Kuyutorman Elfleri, Vadili İnsanlar, Demir Tepelerli Cüceler (ve Thorin'in
kafilesi) tarafından bozguna uğratıldı. Bu savaşta Thorin öldürüldü. Thorin'in
kuzeni, aynı zamanda Demir Tepeler'in de kralı olan II. Dáin
Demirayak iki krallığın da başına geçti. Yalnız Dağ, bir daha asla
terkedilmedi.
Cüceler, Yüzük Savaşı döneminin ana savaşlarında yer almadılar. Bununla
birlikte, Yalnız Dağ bir süre Mordor ordularınca kuşatıldı ve Vadi
Savaşı'nda Dáin öldürüldü. Sadece bir cüce, Glóin oğlu Gimli Yüzük Savaşı'ndaki bütün önemli belirleyici
savaşlarda yer aldı. Elf beyi Elrond'un
Ayrıkvadi'deki konağında
kurulan Yüzük Kardeşliği kafilesinin dokuz üyesinden biri olan Gimli, Yüzük
Kardeşliği kafilesi Amon Hen'de dağılana kadar kafilenin bir üyesi olarak
kaldı. Daha sonra yaşanan süreçte, Borukent Savaşı'nda, Pelennor
Çayırları Savaşı'nda ve Morannon
Savaşı'nda yer aldı.
Dördüncü Çağ'ın başında
Gimli, Yalnız Dağ'da ikamet eden bazı cüceleri Rohan Borukent'teki Parıldayan
Mağaralar'a götürdü. Birlikte burada başka bir cüce krallığı kurdular ve
yaklaşık bir asır boyunca krallıkları devam etti. D.Ç. 120'de Aragorn hayata
gözlerini yumdu. Aragorn ölünce Gimli ve elf prensi Legolas, Ölümsüz Diyar'a gitmek üzere denize açılarak
Orta Dünya'yı terkettiler. Bu olaydan sonra cücelere ne olduğuyla ilgili olarak
Tolkien herhangi bir bilgi vermemiştir.
Iron
Crown Enterprises firmasının piyasaya sürdüğü Middle-earth
Role Playing (1986) oyununda cücelerin dayanıklılık ve güç bonusları
bulunuyor. The Lords of Middle Earth - Volume III (1989) oyununda yedi
cüce boyu, kurucu atalarının adlarıyla anılıyor: Durin, Bávor, Dwálin, Thrár,
Druin, Thelór ve Bárin.
Peter Jackson'ın
aksiyon sinema filmi uyarlaması Yüzüklerin Efendisi
üçlemesinde Gimli karakteri daha çok komedi unsuru olarak kullanılıyor ve
Gimli'nin yer aldığı sahneler genellikle elfler ve cüceler arasındaki
farklılıkları ortaya koyma amacı taşıyor.
Yüzük
Kardeşliği filminin iki sahnesinde Gimli'den başka cücelere de yer
verilmiştir. Filmin giriş kısmında Güç Yüzükleri'ni kabul eden cücelerin yedi
efendisi görülür. Bundan başka, Elrond'un Divanı'nda dört cüce görülür,
bunlardan ikisi Glóin ve oğlu Gimli'dir. Peter Jackson'ın cücelerinin üzerinde
sürekli giydikleri pul zırhları vardır.
Jackson'ın üçlemesi örnek alınarak Decipher
Inc.'in ürettiği The
Lord of the Rings Roleplaying Game (2001) oyununda cüce oyun
karakterlerinin yaşam gücü ve dayanıklılık bonusları bulunuyor. Dwarves of
Middle-earth (2003) eklentisinde yedi cüce boyunun adları şöyle sıralanıyor;
Durin, Sindri, Linnar, Var, Uri, Thulin ve Vigdis.
Jackson'ın filmleri örnek alınarak üretilen gerçek zamanlı strateji oyunu
The Lord of
the Rings: The Battle for Middle-earth II ve eklentisinde
cücelerin kullandığı savaş aletleri balta, savaş çekici, yuvarlak kalkan ve
romanesk kalkanlar olarak tasvir edilmiştir.