Entler, Tolkien Evrenindeki
kurgusal ırklardan/türlerden biridir.
Yüzük
Savaşı sırasında, Entler olarak bilinen garip orman devleri Orklar ile Isengard İnsanlarına karşı mücadeleye katıldılar. Yarı
İnsan yarı ağaç olan bu yaratıklar, dört metre yirmi beş santim boyundaydılar ve
en yaşlıları Orta Dünyada tam dokuz Yıldızlar ve Güneş Çağı boyunca
yaşamıştı.
Ağaçsakalın, Tom Loback tarafından yapılan resimli
tasviri
Elf tarihçeleri, Gökyüzünün Kraliçesi Varda
Yıldızlara yeniden ışık verdiğinde ve Elfler uyandığında, Arda'nın Büyük
Ormanlarında aynı zamanda Entlerin de uyandığını anlatır. Yeryüzünün Kraliçesi
Yavanna'nın düşüncelerinden yaratılmış olan Entler Ağaçların Çobanları idiler.
Gerçekten de çoban ve bekçiler olduklarını kanıtladılar çünkü bir kez uyanan Ent
öfkesi korkunçtu ve elleri ile taş ve çeliği parçalayabilecek güce sahiplerdi.
Haklı olarak onlardan korkulmakla birlikte, aynı zamanda nazik ve bilgeydiler.
Ağaçları ve tüm Olvar'ı (Orta Dünya bitkilerini) severler ve onları
kötülüklerden korurlardı.
Uyandıkları zaman Entler konuşamıyordu fakat Elfler onlara bu sanatı
öğrettiler ve onlar da bu sanatı çok sevdiler. Aralarında İnsanların kısa
şakıyan dilleri de olmak üzere pek çok dil öğrenmekten büyük zevk aldılar. Fakat
hepsinden çok kendileri için yaratmış oldukları ve yalnızca kendilerinin
öğrenebildiği dili sevdiler. Bu dil, dillerinden yuvarlanan tok ve yavaş bir
gökgürültüsünü andırıyordu.
Fakat Güneşin İkinci Çağının sonu gelmeden Ent-karılarının bahçeleri
yokedildi ve bahçeleri ile birlikte Ent-karıları da ortadan kayboldular.
Bunların arasında Ağaçsakalı'nın eşi Hafifayaklı Fidankolu olarak da bilinen
Fimbrethil de bulunuyordu. Hiçbir hikâye başlarına neler geldiğini
anlatmamaktadır. Belki de Ent-karıları Güneye veya Doğuya gittiler; fakat neler
olduğunu, uzun yıllar boyunca onları arayarak dolaşan Orman Entlerinin hiçbir
zaman öğrenemediler.
Böylece, İnsanlar gibi ölmemelerine rağmen Entler, yaşlandıkça sayıları
azalan bir ırk haline geldiler. Zaten hiçbir zaman sayıları çok fazla olmamıştı;
bir kısmı çelik ve ateşle öldürüldü ve Ent-karılarının gidişinden sonra hiçbir
Ent-çocuğu dünyaya gelmedi. Entler gibi, bir zamanlar içinde yaşadıkları uçsuz
bucaksız olan Eriador ormanları da kesilip yakıldı ve geriye yalnızca
Ağaçsakalı'nın Ent-ormanı, Shire ile sınırı bulunan Eski Orman kaldı.
Zaman zaman Entmoot adı
verilen büyük toplantılar yapmakla birlikte Entler, büyük ormanların içinde
birbirlerinden uzakta Ent evlerinde tek başlarına yaşayan ve yalnızlığı seven
bir halktı. Ent evleri genellikle, bol kaynak suyu bulunan ve güzel ağaçlarla
çevrelenmiş dağ mağaralarıydı. Katı yiyeceklerden değil büyük taş kavanozlarda
sakladıkları berrak bir sıvıdan oluşan yemeklerini de bu yerlerde yerlerdi. Ent
içkileri olarak bilinen bu büyülü sıvılar altın ve yeşil renkli bir ışıkla
parlardı. Ve yine Ent evlerinde, genellikle gece boyunca bir şelalenin kristal
serinliği altında ayakta durarak rahatlamak suretiyle dinlenirlerdi.
Böylece Entler bilge ve hemen hemen ölümsüz hayatlarını sürdürdüler ve
Yeryüzünün pek çok farklı ırkı onların yüceliğini etkilemeden etraflarında
ortaya çıktı ve kayboldu. Yalnızca kötü Orclar çelik silahları ile ortaya
çıktığında, Entler öfke ile harekete geçtiler. Entler, Cüceleri de sevmezdi
çünkü Cüceler silah olarak balta kullanır ve ağaç keserlerdi. Ve söylendiğine
göre Güneşin İlk Çağında Menegroth'daki Gri Elf kalesini yağmalayan Nogrod'un
Cüce savaşçıları, Entler tarafından yakalanarak yokedilmişlerdi.
Yıldızışığı yıllarında Entler, hem dişi hem erkek türlere sahipti fakat
Güneşin Çağlarında Ent-karıları meyva ağaçları, çalılar, çiçekler, çimenler ve
tahıllar gibi Olvar'ın daha küçük türleriyle ilgilenebilecekleri açık alanlara
aşık oldular fakat erkek Entler ormanlardaki ağaçları seviyorlardı.
Entlerin Efendisi, ortak dildeki ismi Ağaçsakalı
(Treebeard) olan Fangorn idi. Çok iri
ve yaşlıydı. Çünkü Dünyaya gelmiş olan en uzun boylu ve sağlam ırkın üyesiydi.
Ağaçsakalı'nın kocaman kaba kabuklu gövdesi, bir meşe veya kayın ağacınınkini
hatırlatıyordu; dala benzeyen düzgün kolları ve dallar gibi düğümlü yedi
parmaklı elleri vardı. Ağaçsakalı'nın kendine özgü neredeyse boyunsuz başı
yüksek ve gövdesi kadar kalındı. Kahve renkli gözleri iri ve bilge bakışlıydı ve
yeşil bir ışıkla parlıyorlardı. Vahşi gri sakalı dallar ve yosunlardan yapılmış
bir hasır gibiydi. Ağaçlar gibi liflerden yapılmıştı fakat yaşayan köklere
benzeyen ayaklarının üzerindeki bükülmez bacakları ile, uzun bacaklı bir
bataklık kuşu gibi sallanıp uzanarak çok hızlı yürüyebilirdi.
Entler ve Yüzük Savaşı [değiştir]
Yüzük Savaşı başladığı sırada Ağaçsakalı, Uyanış Zamanında ortaya çıkmış olan
en yaşlı üç Entten biriydi. Ağaçsakalı'ndan başka, adı "Yaprak lülesi" anlamına
gelen Finglas ile adı "Deri kabuk" anlamına gelen Flandrif vardı fakat bu ikisi
artık başka Entlerin sorunları ile bile ilgilenmiyorlardı.
Entler, komşu şehir Isengrad'da oturan Saruman'ın hizmetkarları tarafından rahatsız
ediliyorlardı. Bu nedenle Yüzük Savaşına katıldılar ve Entlerin Büyük Yürüyüşü
denilen olay meydana geldi. Kıtalarca Ent, Isengrad kalesine yürüdü. Onlarla
birlikte Entler tarafından yönetilen ve hemen hemen onlar kadar güçlü olan ağaç
ruhları Huornlar da geldi. Ent öfkesi ile Isengrad'ın surları paramparça
edilerek, Saruman'ın gücü yokedildi. Huornlar yürüyen bir orman gibi Hornburg
Savaşına katıldılar ve Saruman'ın birlikleri de yokedildi.
Yüzük Savaşından sonra Entler yine barış içinde Ent Ormanında yaşamaya devam
ettilerse de, zamanla sayıları azaldı ve inanışa göre Dördüncü Çağda tamamen
yokoldular.